DAMLA PAMİR: Bebeğim bir tanemin sohbetine başlıyoruz.
ADNAN OKTAR: Tayyip Hocam çekinmesin bir şey yok o olayda, gayet güzel olmuş. O bizim annemiz tertemiz bir insan, medeni bir insan, Müslüman bir insan şefkat duyar kardeşine. Elinden tutmuş gayet güzel, ondan sakın fütur da getirmesin. Çok efendice, asil haysiyetli bir hareket yapmış. Aksini yapanlar çok ayıp yapıyorlar. Kendilerini küçük düşürüyorlar. Bir de çok tatlı bir insan o, değil mi? Baya dürüst şeker, anaç. Bir de belediye başkanı olsun, halkımız onu desteklesin.
Diyebiliyor muyuz böyle?
DİDEM ÜRER: Diğer başkan adaylarımız hakkında da diğer günlerde söyleyebiliriz.
ADNAN OKTAR: Nedir bu hiçbir şey diyemiyoruz Allah Allah. Seviyoruz diyebiliriz herhalde?
DİDEM ÜRER: Tabii ki çok seviyoruz ama zaten her partiden aday olan her partiden de muhakkak kazanacaktır. Hepsini destekliyoruz.
ADNAN OKTAR: CHP’den de destekliyoruz, her belediye başkanını destekliyoruz.
Tayyip Hocam’ın rahatsız olacağı bir şey yok, kimsenin de rahatsız olacağı bir şey yok. Süper güzel yapmış, çok efendice bir hareket. Şefkat şefkat, kardeşçe şefkat göstermiş, desteğini göstermiş. Ben de zaten söyledim; “o hanımı yalnız bırakmayalım” dedim, “destek sağlansın” dedim, değil mi? Çünkü zordur hanımlar için kolay mesele değil. O, Başbakanımızın desteğini gösteriyor güzel. O şefkat ifadesi de; hatta derler ‘hiç elinden tutanı var mı’ falan derler halk arasında. Bu anlamdadır, gayet güzel olmuş. Sakın ha. Cevap dahi vermeye gerek yok, cevap vermek de çok yanlış olur. Onu söyleyenlerin kendi saygıda eksikliği olmuş olur, kendi görgüde eksiklikleri olmuş olur, kendi nezaketlerinde eksiklik olur, kendi bağnazlıkları olur buna cevap verilmez. Tenezzül etmesinler hiç gerek yok.
Resmi görebiliyor muyum?
Tamam, gayet asil bir hareket, gayet güzel kardeşçe. Onlar öp öz kardeşler annesinin de elinden tutar, kızının da elinden tutar, kızı ve kardeşi olan bir hanımın da elinden tutar. Gayet güzel olmuş cevaba gerek yok.
Didem Hocam dinliyorum.
DİDEM ÜRER: Hocam, daha önceden “Türk diye bir ırk yoktur” diyen, bu sözleriyle tepki çeken AK Partili Prof. Dr. Yasin Aktay, “o sözleriyle aslında Türk milletinin ırktan öte bir şey olduğunu dile getirmek istediğini ve sözlerinin yanlış anlaşıldığını” söyledi. “Türk milleti ırka dayalı bir millet değildir. Atatürk’ün ‘Ne mutlu
Türk’üm Diyene’ sözü zaten bunu açıklıyor” dedi. “Türkiye’de yaşayan herkese sadece Türk ırkından gelenler Türk’tür diye söylemeye kalkışamazsınız” dedi.
ADNAN OKTAR: O anlamda doğru söylüyor. Ama çok iyi tartarak, tabii çok iyi açıklayarak söylemek lazım. Saf Türk Türkiye’de bulamazsın zaten, saf Kürt de bulamazsın, saf Laz da bulamazsın böyle bir şey olmaz. Teknik olarak mümkün değil. Evlenen adam onun genetik kodunu mu soruyor, değil mi? Seviyor, beğeniyor sonra soruyor; işte “ben bizim ailemiz göçmenmiş.” Tamam, Allah razı olsun. Yahut “Kürt aileden geliyoruz” diyor çok güzel. Yahut “Çerkez’mişiz” diyor, güzel bir süs, bir hoşluk. Yani Allah dilleri birbirimizden ayrılalım diye değil birbirimize kaynaşalım diye yaratıyor Allah. Sevelim hoşnut olalım diye. Ama orada dili ayırmanın amacı; millete ayırmak ve bölünmek, muhalif hale getirmek amaç bu. Komünist PKK devleti kuracaklar sadece Kürtçe eğitim yapan, öbür tarafta da Türkiye kalacak güya. Onlar da sırayla bölmeyi düşünüyorlar tabii, bu olmaz. Allah’ın dediği orada bak: “Kaynaşmanız için” diyor, “Birbirinizi sevmeniz için” diyor. Senin zorun ne? Sen bölmek-parçalamak azmindesin. Beş yaşında çocuk olsa görür onu.
Evet, Didem Hocam.
DİDEM ÜRER: Hocam, AK Parti’den Diyarbakır Büyük Şehir Belediye Başkanlığı’na aday olan Galip Salihoğlu katıldığı bir televizyon programında “Kürdistan ifadesini kullanmaktan çekinmem. Türkiye Kürdistan’ı yanlış anlaşılabilir. Ama Türkiye’de Kürtlerin yaşadığı coğrafyanın adı da Kürdistan’dır” dedi.
ADNAN OKTAR: Öyle bir şey yok. Bütün Türkiye bir vilayet gibi biz kardeşiz, bir aile var Türkiye’de bir aile. Tek bir aile bir oda, ailece yaşıyoruz. Türkiye’de zaten nüfusumuz az bizim, 76 milyon çok az. Toprağımız da az, b,ize çok küçük bir toprak parçası bıraktılar. Biz uçsuz-bucaksız imparatorluktuk. Çok küçük. Dolayısıyla bizim öyle fantezilere girecek durumumuz yok, böyle bir şey olmaz. Tek bir aileyiz biz. Bir çocuğumuz Kürtçe konuşuyor, bir çocuğumuz Türkçe konuşuyor, diğeri Lazca konuşuyor; iç içeyiz, sürekli yüz yüze bakarız. Böyle biz üslup istemiyoruz. Kürdistan mürdistan bilmem ne, Lazistan. Türkiye var; biz Türkiye’ye Türkistan demiyoruz Türkiye diyoruz, adı belli. Durup durup icat çıkartmaya gerek yok. Oradaki Araplar da Arabistan der oraya, ne diyeceksin? Neye göre bu? Eğer genetik koda göreyse araştırma yapılsın, orada bir tane saf Kürt