GÜLŞAH GÜÇYETMEZ: Maide Suresi, 67. ayet; “Ey Peygamber, Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer (bu görevini) yapmayacak olursan, O'nun elçiliğini tebliğ etmemiş olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Şüphesiz, Allah, kafir olan bir topluluğu hidayete erdirmez.”

ADNAN OKTAR: İşte bu mesela, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) için ayrı bir ayettir. Sırf bu ayete göre bakın, değerlendiriyor. Bu ayette, “sen tebliğ et” diyor Peygamber (s.a.v)’e. Cenab-ı Allah kendisiyle ilgili görevi vermiş, açıklamış. Ama öbürlerinde, “Ey müminun ve müminat” diyor Allah. “Ey Müslümanlar” diyor. Müslümanlara hitap ediyor. Burada Peygamber (s.a.v)’e hitap ediyor. O işine gelen kısmı almış.

GÜLŞAH GÜÇYETMEZ: Ahzab Suresi, 39. ayet; “Ki onlar (o Peygamberler) Allah'ın risaletini tebliğ edenler, O'ndan içleri titreyerek-korkanlar ve Allah'ın dışında hiç kimseden korkmayanlardır. Hesap görücü olarak Allah yeter.”

ADNAN OKTAR: Bunu da genel olarak Peygamberlere bildiriyor ayet. Onlar için de aynı şekilde tebliğ farz.

GÜLŞAH GÜÇYETMEZ: Nisa Suresi, 165. ayet; “Elçiler; müjdeciler ve uyarıcılar olarak (gönderildi). Öyle ki elçilerden sonra insanların Allah'a karşı (savunacak) delilleri olmasın. Allah, üstün ve güçlü olandır, hikmet ve hüküm sahibidir.”

ADNAN OKTAR: Bu da yine elçilerin göreviyle ilgilidir; onlar da tebliğle görevliler. Elçilerle olan hükümler açık, belli. Ama müminlerde Allah ayrı bir hüküm koyuyor. ‘Müminun ve müminat’, müminlere hitap ediyor CenabıI Allah. Müminlerin görevini bildiriyor.