DİDEM ÜRER: Son zamanlarda yapılan en kapsamlı seçim anketinde, vatandaşlara sorulan sorularda, halkın yüzde altmışa yakın kısmının Başkanlık Sistemine karşı olduğu sonucu çıktı.

ADNAN OKTAR: Benim istemediğimi milletim de istemez, milletimin istemediğini ben de istemem. Başkanlık Sistemi’ni hiçbir şekilde kabul etmiyorum. Ben işkillendim ondan. Çünkü Abdullah Öcalan istedi bunu, Amerika istedi, bir kere bu bile bana yeterli. Bu, altından kötü bir şey çıkacak gibi görünüyor bu. Ben bunu kabul etmiyorum. Bu Valilerin seçilmesi olayı, bunu da kabul etmiyorum. Hiçbir şekilde milletimiz de kabul etmez. Ama Tayyip Bey Cumhurbaşkanı olsun, Başbakan olsun. Başımızın üstünde yeri var, çok değer veriyoruz. Çok çilekeş, bir de kendine iyi bakmıyor, hakikaten yaşlandı. Bu kadar yoğun çalışmaya, bu kadar yoğun tempoya ve bu kadar strese gerek yok. Annemize söyleyelim, bilmiyorum benim sözümü dinledi mi, Cumartesi, Pazarları Başbakanımız dinlensin, uyusun, spor yapsın, gezsin. Ne mecburiyeti var? Sorumluluğu belirli kişilere taksim edebilir. Hafif bir tempo daha iyi olur. Bu kadar yorucu bir tempoya gerek yok. Bir de herkes destek olsun Başbakan’a, böyle anlamazdan gelen beceriksiz bir hava verirlerse, Başbakan tabii o zaman mecburen birçok şeyi bazen kendisi yapması gerekiyor olabilir, o da çok acı bir olay. Yani herkes üzerine düşen vazifeyi aşkla, şevkle, Allah rızası için, heyecanla yapması lazım. Biraz kendini yoruyor gibi geliyor bana. Ama sonuna kadar yanındayız, gönlü rahat olsun. İnşaAllah, kılına dokundurtmayız evelAllah. Allah’ın izniyle çok geniş bir kitle, büyük bir kitle onun yanında.

Ama o Başkanlık olayı, ben ona karşıyım. Onu Başbakanımız bir nezaketiyle geri göndersin. O Vali olayı, ona da karşıyım. Ne güzel laz Valilerimiz var, şahane. Gitsin Diyarbakır’da, ne güzel, ne hoş. Kürt Vali şahane olur. Mesela Kürt aksanıyla gelsin Ankara’da Valilik yapsın. Kürt bizim Başbakanımız oldu, Cumhurbaşkanımız oldu. Jandarma Kuvvetleri Komutanı mesela Kürt’tü, rahmetli.