Soma Maden Şehit Ailelerinin Avukatları İlk Haftayı Değerlendirdi
Akhisar Haber Ajansı - AHA
Soma davasının ilk haftası geride kalırken, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı ve müşteki avukatı Selçuk Kozağaçlı, 11 aydır ortada olmayan topçu defterlerinin ortaya çıktığını, bu defterlerin sanık avukatları tarafından tasnif edildiğini bu sebeple de tutuksuz sanıkların tutuklanmaları gerektiğini söyledi. Sermaye sahibi sanık ile yüksek ücretli uzman işveren temsilcisi sanıklar arasındaki ihtilafın hapishanede ortadan kaybolduğunu vurgulayan avukat Kozağaçlı, sayıları 25 kadar olan düşük maaşlı mühendis ve teknikerin ağır cezalar alacak üst düzey sorumluları ‘bu kişiler bize bilgi vermedi. Verselerdi tedbir alırdık’ şeklinde ifade vererek bu işten kurtulmalarının önünün açıldığını buna müsaade etmeyeceklerini vurguladı.
Manisa’nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014’te yaşanan maden kazasının ardından başlayan ve Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Soma davası, bir haftayı geride bıraktı. Dava sonrası genel değerlendirme yapan ÇHD Genel Başkanı, müşteki ve müdahil talebinde bulunan mağdurların avukatı Selçuk Kozağaçlı, dinamitlerin patlamalarıyla sensör ölçümlerini değerlendirmek için tasarlanan, bilirkişinin şirketten istediği, savcılığın araştırıp bulamadığı, 11 aydır ortada olmayan topçu defterlerinin ortaya çıktığını söyledi. Kozağaçlı, “Bu davanın çözümü için büyük öneme sahiptir. Biz bugün bir meslektaşımızın ağzından dehşet içerisinde şu cümleyi duyduk, ‘bu defterler bizde, tasnif ediyoruz, uygun hale gelince mahkemeye sunacağız.’ Bu meslek ahlakı ve ilkeleri bakımından kabul edilemez bir cümledir. Bu delil karartmaktır. Bu bilirkişiden, savcılıktan, mahkemeden delil kaçırmaktır. Tutuksuz müvekkilleri olan bu meslektaşlarımızın yanına gitti tutuksuz sanıklar. Yani defterlerin yanına gittiler. Yanına gittiler. Yani başka bilemediğimiz şirket kayıtlarının yanına gittiler. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir." dedi.
“TUTUKLANMALARINI TALEP ETTİK”
Mahkemeden aynı zamanda meslektaşlarının da müvekkilleri olan sorgu vermiş sanıkları derhal tutuklanmasını talep ettiklerini belirten Kozağaçlı, “Bu delillerin korunmasının başka yolu yoktur. Bu defterlerin şirket yetkilileri tarafından derhal mahkemeye verilmesi, şirketin kayıtlarında bu mahkemenin tetbiren bu kayıtlara el koyması gerekmektedir. Avukat bürosunda tasnifi beklenilemez. Bu deliller soruşturmanın en önemli parçalarıdır. Bu deliller soruşturmadan ve kovuşturmadan kaçırılmıştır. Bu ve benzeri deliller ortada yokken yahut tasnif ediliyor iken bu dosyada tutuksuz sanık olması kabul edilemez. Avukat meslektaşlarımızın bu beyanı kabul edilemez. Delil gizlemek, delil değiştirmek, delil tasnif etmek avukat işi değildir. Bu deliller savcılık aşamasına gelmeleri gereken yere, bilirkişi talebi doğrultusunda gelmeleri gereken yere, adli emanete getirilmek zorundadır." diye konuştu.
“MÜŞTEKİLER BASKI ALTINDA”
Birçok işçiden şirketin avukatları ve yöneticilerinin de içinde olduğu komisyonlarla işçileri çağırıp ifadelerine başvurdukları, mağdur, müşteki ve tanıkları yönlendirdikleri yönünde anlatımlar gelmeye başladığını aktaran Kozağaçlı, “Bunları topluyoruz ve kapsamlı hale getireceğiz. Eğer bu yapılmışsa, bu da müstakilen bir tutuklama nedenidir. Derhal bu delilleri karartmaya çalışan, müştekileri baskı altında tutan bu kişilerin kovuşturma ve soruşturmayla ilgisi kesilmelidir." şeklinde konuştu.
“HAPİSHANEDE UZLAŞMA SAĞLANMIŞ”
Davanın bir haftalık sürecinde bir genel değerlendirme yapan Kozağaçlı, “İlk sanığın ifadesinden başlayarak görülüyor ki hapishanede bir uzlaşma sağlanmış. Yani sermaye sahibi şirketin temsilcisi ile sermaye sahibi sanık ile yüksek ücretli uzman işveren temsilcisi sanıklar arasındaki ihtilaf hapishanede ortadan kaybolmuş. İşin özü şudur. Bu kişilerin sıfatları, şirket yönetim kurulunun listesi, şirket yönetim kurulunun kararları, ticaret sicil gazetesinde yayınlanan kararların tamamı şaibelidir. Bu sanıklar birbirlerini suçlamışlar, şikayet etmişler ve bu aşamada birbirlerinin aleyhine ifade vermişlerdi. Kimi kastediyorum? Sermaye sahibini Can Gürkan’ı, Genel Müdürü Ramazan Doğru’yu, İşletme Müdürü Akın Çelik’i. Bu kişiler birbirlerinin aleyhine ifade vererek bu noktaya gelmişlerdir. Oysa bugün gördüğümüzde hapishanede derin bir uzlaşma sağlandığını görüyoruz. Bütün ihtilafların üzeri kapatılmış, yüksek ücretli mühendis yöneticilerle sermaye arasındaki çelişki ortadan kaldırılmış. Buna uygun bir hikaye ile karşımıza çıktılar." dedi.
“DÜŞÜK ÜCRETLİ MÜHENDİS GRUBU SUÇU ÜSTLENME SEVİYESİNE GELDİ”
Bu durumun iki yönden kabul edilemez olduğunu ifade eden Kozağaçlı, "Birincisi şudur: Bu ihtilafların hepsini tek tek bizim önümüzde konuşacaklar. Hapishanede kapalı kapılar arkasında ne şekilde yapıldığı belli olmayan uzlaşmalarla ifade tanzim edip buraya çıkıp bizleri aldatamazlar, buradaki aileleri aldatamazlar. İkincisi merakla ve dehşetle seyrettik ki, ayda 2 bin 500 TL maaşı geçmeyen, kendilerine hiçbir söz hakkı verilmemiş, imza